25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü'nde, şiddetin çok katmanlı yapısını ve engelli kadınların karşılaştığı derin ayrımcılığı görünür kılmak için engelli kadınlar olarak bizim de söyleyeceklerimiz var.

Günlük yaşamda karşı karşıya kaldığımız mikrosaldırganlıklar, yardım etme bahanesiyle girişilen tacizler veya "engeline rağmen anne olabilmiş" gibi söylemler, sürekli bir ötekileştirme ve değersizleştirme hissi yaratıyor. Engelli kadınların, kadın mücadelesinin güçlü özneleri olduğunun ve bu durumun görmezden gelinemeyeceğinin bir kez daha altını çiziyoruz. Engelli kadınlar olarak biz, kadın kimliğimizden kaynaklanan cinsiyetçi şiddet ile engellilik durumumuzdan kaynaklanan sağlamcı şiddetin iç içe geçtiği ve birbirini beslediği çifte bir ayrımcılığın hedefindeyiz. Maruz kaldığımız şiddet sadece fiziksel ve psikolojik boyutlarla sınırlı değil, aynı zamanda sistematik olarak yok sayılıyoruz.

Bununla birlikte erişilebilirlik sorunlarının yarattığı eşitsizlikler, fiziki mekanlardan bilgiye erişime kadar en temel haklarımıza ulaşmamızı engelliyor. Bu durum eğitim, istihdam, sağlık ve hatta kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizmalarına erişimde eşitsiz uygulamalara yol açarak, şiddete karşı savunmasızlığımızı açıkça artırıyor.

Kadın mücadelesi alanında engelli kadınların mücadelesi sıklıkla görmezden geliniyor ve özne olarak aktif roller üstlenebilmemizin önüne geçiliyor. Kadın örgütleri içinde dahi yeterince yer bulamamak, açık bir ayrımcılık örneğidir. Kadın kimliğimizin ve öznelliğimizin bu şekilde yok sayılması bizzat bir şiddet biçimidir. Bu bağlamda kadına yönelik şiddetle mücadele eden tüm yapıların; engelli kadınların deneyimlerini göz önünde bulunduran erişilebilir ve kapsayıcı politikalar geliştirmesi, engelli kadınların karar alma mekanizmalarında sözde ve eylemde aktif rol almasını teşvik etmesi ve kendi içlerindeki sağlamcı önyargıları fark edip bunlarla mücadele ederek sağlamcılıkla yüzleşmesi gerekmektedir. Çünkü sağlamcı şiddet sona ermeden, cinsiyetçi şiddet de tam olarak ortadan kalkmayacaktır.

Her kadının eşit ve özgür bir yaşam hakkı için engelli kadınların maruz kaldığı çifte ayrımcılığı görünür kılmak ve buna karşı ortak mücadeleyi büyütmek zorundayız. Biz engelli kadınlar varız, güçlüyüz ve haklarımızı talep etmekte kararlıyız. Şiddetsiz bir yaşam ancak her kadının deneyiminin görüldüğü, her sesin duyulduğu erişilebilir bir dünya ile mümkündür. Kadına yönelik şiddetle mücadele eden yapıları 25 Kasım'da ve sonrasında, engelsiz bir yaşam ve eşitlik için engelli kadınların sadece "yanında" olmaya değil; bizzat onlarla omuz omuza, özne olarak mücadele etmeye çağırıyoruz.