- Erişilebilirlikle İlgili Rapor ve Yazılar
- 07 Mayıs 2024 Salı
- Toplam Okunma: 137
Dr. Engin Yılmaz
Giriş ve Özet
Bu rapor yakın zamanda geride bıraktığımız yerel yönetim seçimleri sonrası tüm yerel yönetimlere, dayatılan standartların dışındaki fiziksel, bilişsel, ruhsal ve duyusal yeti farkları gözetilmeyen ve bu nedenle kapsam dışı kalan bireylerin beklentilerini belirtmek amacıyla kaleme alınmıştır. Avrupa komisyonu tarafından 2011 yılından bu yana her yıl 3 aralıkta Avrupa Birliği’ndeki çeşitli kentlere erişilebilirlik ödülleri verilmektedir. Bu ödüllerin amacı resmi web sitelerinde erişilebilirliğe öncelik veren kentleri teşvik olarak açıklanmaktadır. Engelli birey kentteki ulaşım, alışveriş, web sayfaları ve benzeri yerlere tam erişim sağlayamazsa, kendi seçimlerini yapma ve hayatlarını kontrol etmekten de mahrum kalır açıklaması yer almaktadır.
https://ec.europa.eu/social/main.jsp?catId=1141
Bunun yanında Avrupa erişilebilirlik yasası olarak bilinen Avrupa Parlamentosu’nun 2019/882 sayılı direktifi tüm ürün ve hizmetlerin erişilebilirlik gereksinimlerini ele almaktadır. Bu ürün ve hizmetlere şunlar dahildir:
- Bilgisayarlar Ve İşletim Sistemleri
- Atm'ler, Biletleme Ve Check-İn Makineleri
- Akıllı Telefonlar
- Dijital Televizyon Hizmetleriyle İlgili Tv Ekipmanı
- Telefon Hizmetleri Ve İlgili Ekipman
- Televizyon Yayını Ve İlgili Tüketici Ekipmanı Gibi Görsel-İşitsel Medya Hizmetlerine Erişim
- Hava, Otobüs, Demiryolu Ve Deniz Yoluyla Yolcu Taşımacılığına İlişkin Hizmetler
- Bankacılık Hizmetleri.
- e-kitaplar
- e-ticaret
https://ec.europa.eu/social/main.jsp?catId=1202&langId=en
Yukarıdaki ürün ve hizmetlerin içinde doğrudan yerel yönetimleri de ilgilendiren başlıklar bulunmaktadır.
Tüm bunlardan hareketle bizler de bizzat yeti farkları gözetilmeyen bireyler olarak yerel yönetimlerden erişilebilirlik beklentilerimizi ortaya koymak istedik.
Raporu 4 temel ilke ve 5 başlık altında topladığımız beklentilerden oluşturduk. Öncelikle hizmetler planlanırken, Yardım değil erişilebilirlik, ayrıştırıcı değil kapsayıcılık, üstenci değil kitleyle birlikte plan ve etiketlerle değil bireysel farklılıklara dayanarak çözümlerin üretilmesi ilkelerini açıkladık.
Sonrasında çözüm önerilerimizi yerleşik çevre ve kamusal alanlar, ulaşım ve ilgili altyapı, bilgi ve iletişim, kamu hizmetleri ve tesisler ile sosyal belediyecilik başlıkları altında listeledik. Elbette bu çözüm önerileri yeni eklemelere ve değişikliklere göre güncellenebilir. Ancak en azından temel bir yol haritası oluşturmak amacıyla yararlanacak tüm yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik olarak bu belgeyi oluşturduk.
Temel İlkeler
Yardım Değil Erişilebilirlik Çözümleri
Yeti farkları bahane edilip engellenen kimselere karşı toplumda görülen en temel önyargı onların yetersiz, bağımlı ve cinsiyetsiz olarak etiketlenmeleridir (Nario-Redmond, 2010). Toplumun hemen her ferdinde görülen bu algı yeti farkı olan bireylerle ilgili üretilen politikalara da yansımaktadır. Mevcut hizmetleri erişilebilir hale getirmek yerine maddi yardımlar, öncelik tanıma, muafiyet, refakat ve benzeri esasında çözüm olmayan ve eşitsizlikleri yeniden üreten erteleyici söylem ve eylemlerin yarattığı kısır döngüden kurtulmak mümkün olmamaktadır. Yeti farkı gözetilmeyen bireylerin maddi ve sosyal yönden pek çok dezavantaja sahip oldukları bir gerçektir. Bu konuda en iyi seviyede olduğunu tahmin ettiğimiz AB verilerine bile göre şöyle bir tablo karşımıza çıkmaktadır.
- Yeti farkları nedenli engellemelerle karşı karşıya kalmayan bireylerin her 4 kişisinden 3'üne kıyasla yeti farkları gözetilmeyen bireylerin yalnızca yarısı istihdam edilmektedir.
- Tüm yurttaşların %17,8'ine kıyasla yeti farkları gözetilmeyen bireylerin %28,4'ü yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altındadır.
- Aynı şekilde yeti farkı nedenli gözetim sorunu yaşamayanların %43,8'ine kıyasla yeti farkları gözetilmeyen bireylerin yalnızca %29,4'ü yükseköğrenim derecesine sahiptir.
- Son olarak yeti farkı gözetilmeyen bireylerin %52'si ayrımcılığa uğradığını düşünmektedir.
https://ec.europa.eu/social/main.jsp?catId=1137&langId=en
Yukarıdaki rakamların ülkemiz açısından daha iyi seviyede olmadığını tahmin etmek güç değildir. Örneğin lise ve üzerindeki bir eğitim kurumuna devam etmekte olan yeti farkı gözetilmeyen kişi sayısı Eğitim Reformu Girişimi 2016 raporuna göre %10’dan daha düşüktür.
Diğer taraftan bu dezavantajın nedeni yeti farkına dayanarak kişilere koyulan kısıtlamalardır. O nedenle yerel yönetimlerin öncelikle yeti farkı olanlara karşı bakış açısını değiştirip verdiği tüm hizmet ve olanaklardan herkesin aynı anda ve eşit biçimde yararlanacağı ortamları oluşturması gerekmektedir. Örneğin bir kütüphanedeki tüm kitaplar erişilebilir değilse, Kör kişiye oraya girme önceliği tanınması anlamlı değildir. İşaret dili ve altyazı olmayan bir tiyatro oyunu için sağır birine ücretsiz bilet vermenin mantıkla bağdaşır bir tarafı yoktur. Bu sebeple yerel yönetimler Yeti farklarını bir eksiklik değil kapsanması gereken farklılıklar olarak ele alıp ona göre çözüm üreterek işe başlamalıdır.
Ayrıştırıcı Değil Kapsayıcı Çözümler
Yerel ve genel yönetimlerde yapılan en büyük hatalardan birisi de ayrıştırıcı politikalara öncelik verilmesidir. Örneğin bir eğitim merkezindeki basit bir dil veya yemek kursunu aslında tüm yurttaşlar için erişilebilir hale getirmek mümkünken, kör, sağır, nöroçeşitli kişilerin dahil olamayacaklarına inanılıp ya tamamen dışlanmakta, ya da zamanla işlevini ve güncelliğini yitiren ayrı kurslar planlanmaktadır. Veya mevcut bir spor alanını ve burada çalışan araç gereçleri erişilebilir tasarlamak mümkünse de, buraya herhangi bir saatte engelli olarak nitelenen kişinin girişine izin verilmeyerek bu bireyler için ayrı saatler planlanabilmektedir. Yani mevcut sistemi kapsayıcı hale getirmek yerine yalnızca belirli tipolojideki insanları içine alacak şekilde bırakıp kalanları dışlamak tercih edilmektedir. Yerel yönetimlerin öncelikli amacı yeti farkları için ayrı hizmetler planlamak yerine, mevcut tüm hizmetleri yeti farklarını gözetecek şekilde kapsayıcı hale getirerek bu hizmetlerden herkesin eşit, erişilebilir ve engelsiz biçimde yararlanmasını sağlamak olmalıdır. Ayrı hizmetler yalnızca yeti farkına özgü ihtiyaçları gidererek topluma tam katılımı desteklemek için dar kapsamda ele alınmalıdır.
Üstenci Değil Kitleyle Birlikte Planlama
Toplumun her kesiminin olduğu gibi yeti farkı olanların da yaşadıkları en ciddi problem kendileri için planlanan hizmetlerin kendilerine sorulmadan planlanması ve gerçekleştirilmesidir. Uzman görüşü şeklinde ifade edilerek belirli çalışmalar yeti farkı olanlarla birlikte değil onlara rağmen yürütülebilmektedir. Bu nedenle tüm yerel yönetimlerde ve ilgili iştiraklarında mutlaka erişilebilirlik birimleri oluşturulmalı, ve bu birimlere çeşitli yeti farkına sahip kesimlerden oluşan danışma bölümleri eklenmelidir. Planlanacak tüm hizmetlerde bu birimlerin denetim ve onayı alınmalıdır. Yani gerçekleştirilen hizmet veya proje daha yapım aşamasında erişilebilirlik bakımından denetlenerek hayata geçmelidir.
Etiketlere Değil Bireysel Farklılıklara Ve Mahremiyete Saygı
Her yeti farkı aslında bir spektrum içinde bulunur. Kör ve az gören dendiğimde görme düzeyi bakımından pek çok farklılık karşımıza çıkar. Otizm, yalnızca şemsiye bir terimdir. İşitme farklılıkları total sağırlıktan kısmi kayba kadar pek çok çeşitliliği içinde barındırmaktadır. O nedenle kişilerin ihtiyaç ve beklentileri ele alınırken yalnızca tıbbi tanıya dayanmak ve ona göre bir değerlendirme yapmak, bireysel tüm farklılıkları yok sayma anlamı taşıyacaktır. Bireylerin kent yaşamlarındaki ihtiyaç ve beklentilerini belirleyen tek faktör yeti farkları olamaz. Aynı çeşit ve düzeyde yeti farkına sahip iki kişinin dahi ihtiyaçları birbirinden farklılık gösterecektir. O nedenle yerel yönetimlerin asıl işi, doğrudan bireyin kendisine kulak vermek olmalıdır. Yeti farkı kaynaklı bilgiler yalnızca bir ön hazırlık bakımından işlev görebilir.
Erişilebilirlik Beklentileri
Yerel yönetimlerden erişilebilirlik beklentilerimizi 5 temel başlıkta topladık: Yerleşik çevre ve kamusal alanlar, ulaşım ve ilgili altyapı, bilgi ve iletişim, kamu tesisleri ve hizmetleri, sosyal belediyecilik. Zaman ve ihtiyaçlara göre bu başlıklar arttırılabilir ve değişebilir. Her başlık altında beklentilerimizi kolay anlaşılır olması amacıyla maddeler halinde sıraladık.
Yerleşik Çevre Ve Kamusal Alanlar
- Şehirdeki tüm kaldırım genişlikleri belirli bir standartta olmalıdır.
- Kaldırım yürüme alanı üzerindeki tüm ağaç, direk, mantar gibi engeller temizlenmelidir.
- Eğer kaldırım yeterince genişse kılavuz iz, değilse, mutlaka engelleyici unsurlardan arındırılmış düz bir yürüyüş aksı oluşturulmalıdır. Kılavuz çizginin en az 20 CM sağ ve soluna hiçbir engelin gelmemesi sağlanmalıdır.
- Kaldırım geçişlerinde rampa ve dokunsal uyarıcı işaretler bulunmalıdır.
- Park, masa, kasa gibi kaldırım işgalleri daha sıkı denetlenmeli ve bu ihlallere karşı daha sıkı yaptırımlar uygulanmalıdır.
- Tüm yaya geçitleri rampa ve dokunsal uyarıcı işaretlerle belirgin hale getirilmeli, bu yaya geçitlerine yaya kontrollü basıldığında sinyal veren ışıklar yerleştirilmelidir.
- Şehirdeki istisnasız tüm trafik ışıklarının sesli olması sağlanmalıdır. Sesli ışıklar dil bilmeyen kullanıcıların olabileceği göz önüne alınarak tasarlanmalıdır. Dile bağlı olmayan evrensel ses işaretleri ile uyarılarını vermelidir.
- Şehirdeki meydanların sesli ve dokunsal haritaları çıkarılmalı, buralara kolaylıkla keşfedilebilmesi amacıyla kılavuz izler döşenmelidir.
- Şehirdeki trafiğe kapalı yürüme alanlarında bisiklet yolu ve yaya yolu birbirinden dokunarak hissedilebilir biçimde ayrılmalıdır.
- Deniz kenarındaki yürüme alanlarıyla deniz arasına belirli bir yükseklikte şerit çekilmelidir.
- Sahillerde ve yürüyüş yollarında da kılavuz çizgiler olmalıdır.
Park, orman tarzı yürüme alanlarında gelen dönüş ve virajlar mutlaka dokunsal uyarıcılarla anlaşılır hale getirilmelidir.
- Afet zamanlarında şehirlerde kullanılabilecek toplanma alanlarının erişilebilirliği gözden geçirilmeli, buralara bulunulan yerden en kolay ulaşım yöntemleri açıkça ortaya konularak tüm navigasyon uygulamalarında gösterilmelidir.
- Yerleşik çevrenin erişilebilirliği konusunda kentteki tüm belediyelerin birlikte hareket edip haberleştiği bir çağrı merkezi sistemi oluşturulmalı, Vatandaştan ilgili şikayete konu alanın hangi belediye sınırları dahilinde olduğunu bilmesi beklenmemelidir.
- Erişilebilirlikle ilgili çıkartılan tüm mevzuat ve standartlarına tam olarak uyulduğu daha sıkı denetlenmelidir.
Ulaşım Ve İlgili Altyapı
- Şehirdeki otobüs, metrobüs tarzı kara ulaşımı, metro, tramvay gibi raylı sistemler, vapur, deniz taksi, deniz otobüsü gibi deniz taşımacılığındaki tüm toplu taşıma araçlarında sesli ve görüntülü anonslar bulundurulmalı, anonsu kapalı araçların trafiğe çıkmasına izin verilmemelidir. Anons ses düzeyleri mutlaka belirli bir seviyede olmalıdır.
- Otobüslerin numarası ve geliş gidiş yönünü duraktakilere bildiren dış anonslar da çalışır durumda olmalıdır.
- Metro, tramvay gibi raylı ulaşım araçlarında gelecek durakta hangi kapının açılacağı bilgisi de mutlaka sesli olarak verilmelidir.
- Minibüsler de dahil tüm toplu taşıma araçlarının alçak tabanlı ve tekerlekli sandalye erişimine uygun olması kuralı istisnasız ve derhal uygulanmalıdır.
- Metro ve metrobüs istasyonlarında eksik olan kılavuz izler tamamlanmalıdır. Özellikle Metrobüs duraklarındaki merdiven giriş çıkışların anlaşılması için yeniden bir çalışma yapılmalıdır.
- Tüm toplu taşıma istasyonlarının istisnasız tekerlekli sandalye erişimine uygun olması garanti altına alınmalıdır.
- Metro istasyonlarında kılavuz izlere ek olarak kapalı alan navigasyon uygulamaları doğru ve çalışır hale getirilmelidir.
- Metro istasyonlarındaki X ray cihazları vb. donatılar kılavuz yol üzerine gelmeyecek şekilde konumlandırılmalıdır.
- İstasyonlarda hiçbir gerekçeyle kılavuz yol üzerine şerit çekilmemeli, herhangi bir obje konulmamalıdır.
- Tüm duraklar dokunsal uyarıcılarla belirgin hale getirilmeli, tüm harita uygulamalarında kentteki tüm durakların konumlarının doğru işaretlendiğinden emin olunmalıdır.
- İskele ve vapur girişlerinin tekerlekli sandalye erişimine uygun olması, deniz araçlarının içinde de merdiven ve çıkışlara yönlendiren kılavuz izlerin bulunması sağlanmalıdır.
- Bir durakta otobüs, minibüs veya taksi bekleyen bir engellinin çağrı merkezi veya kullandığı bir mobil uygulama aracılığıyla ilgili araca bildirim göndererek durakta beklediği bilgisini verebilmesi böylece yalnız başınayken de kolaylıkla istediği araca erişimi mümkün hale gelmelidir.
- Engelli yolcuların toplu taşımada hareket ederken yol üzerinde durak harici noktalarda da inebilmeleri için kolaylık sağlanmalıdır.
- Ulaşımla ilgili tüm mobil uygulama, web sayfası gibi alanların erişilebilir olması ve güncellendiğinde de böyle kalması garanti altına alınmalıdır.
- İstasyon ve benzeri yerlerdeki biletleme makineleri ve kioskların körler de dahil herkes için erişilebilir olması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
- Ulaşım alanlarındaki herhangi bir güzergah değişikliği, sefer iptali, tadilat gibi anlık gelişmelerden engellilerin daha kolay haberdar edilmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
- İhtiyaç sahibi engellilerin ev veya iş yerlerinden veya aktarma merkezlerinden en yakın ve erişilebilir toplu taşıma alanına geliş gidişleri için önceden rezervasyon yapılarak çalışacak mekik servisleri oluşturulmalıdır.
- İhtiyaç duyan engellilerin sürücülü veya sürücüsüz erişilebilir araç kiralamaları noktasında kendilerine çabuk aksiyon alabilmeleri için kolaylık sağlanmalıdır.
- Ulaşım erişilebilirliği konusundaki tüm mevzuat ve standartlara uyulduğundan emin olunmalıdır.
Bilgi Ve İletişim
- Belediye ve iştirakları tarafından yayınlanan tüm web sayfası, mobil uygulama ve benzeri yazılımlar WCAG 2.1 Web erişilebilirlik kriterleri düzey AA esas alınarak erişilebilir hale getirilmelidir. Bu konuda Avrupa Parlamentosu’nun 2016/2102 sayılı Kamu sektöründeki web sayfası ve mobil uygulamaların erişilebilirlik direktifi de esas alınabilir.
https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/HTML/?uri=LEGISSUM%3A4314916 - Hiçbir çevrimiçi işlemin engelli biri tarafından tek başına erişilebilirlik sorunları nedeniyle tamamlanamaması kabul edilemez.
- Erişilebilirlik, üniversite, sivil toplum kuruluşu gibi bağımsız ve kar amacı gütmeyen kuruluşlarca denetlenmelidir.
- Tüm yazılım ve web sayfası geliştiren noktalarda erişilebilirlik birimleri zorunlu hale getirilmeli ve güncellemeler bu birimlerin onayları alınmadan yayınlanmamalıdır.
- Belediyelerce çıkarılan gazete, dergi, broşür gibi tüm yayınların erişilebilir ve elektronik ortamda da kullanıcılara sunulması garanti altına alınmalıdır.
- Yeterince bilişim okur yazarlığı bulunmayan engellilerin istedikleri temel tüm bilgilere belediye çağrı merkezlerinden de 24 saat esasına göre ulaşabilmesi sağlanmalıdır.
- Tüm çağrı merkezi hizmetlerine görüntülü destek ve işaret dili desteği de eklenmelidir.
- Kamuya açık alanlarda yapılan tüm anonsların dokunma, işitme ve görme duyurularından en az ikisine hitap etmesi garanti altına alınmalıdır.
- Belediyelerce ruhsat verilen tüm restoranların Çevrimiçi ve veya Braille alfabesiyle erişilebilir menülerinin olduğu ve bunların güncel tutulduğu garanti altına alınmalıdır.
- İyi uygulama örneklerinin ve belediyelerin erişilebilirlik hizmetlerinin anlatıldığı çalıştay ve bilgilendirici seminer panel benzeri çalışmalar yılda en az 2 kez düzenlenmelidir.
Kamu Tesisleri Ve Hizmetleri
- Vatandaşların hizmet aldıkları tüm belediye birimlerinde diledikleri zaman işaret diliyle de hizmet alabilmeleri için uzaktan destek sistemi gibi gerekli mekanizmalar oluşturulmalıdır.
- Kentlerdeki tüm müze ve sergilerde fiziksel erişilebilirlik, sesli betimleme ve üç boyutlu dokunsal replikaların oluşturulması gibi çalışmalar zorunlu hale getirilmelidir.
- Belediyelerin tüm tiyatrolarında Sesli betimleme ve altyazı/üst yazı gibi seçenekler her oyunun en az 1 gösteriminde zorunlu hale getirilmelidir.
- Metro istasyonu, tiyatro salonları müze gibi tüm kamusal alanlara duyma cihazı kullananlar için indüksiyon döngü sistemleri yerleştirilmelidir.
- Yine Metro istasyonları ve büyük kamusal alanlarda, Otizm, ADHD, disleksi gibi Nero çeşitliliğe sahip bireylerin gürültü ve yoğun uyarıcılardan daha az etkilenmeleri için ihtiyaç duyduklarında kullanabilecekleri ışık, doku ve atmosferi düzenlenmiş sessiz odalar bulundurulmalıdır.
- Oyun duyuruları, bilet alma, koltuk seçimi gibi alanların yardımcı teknoloji kullanan engellilerce de tam olarak erişilebilir hale getirilmesi sağlanmalıdır.
- Belediyelere ait tüm kütüphanelerde kitapların elektronik ortamda da erişimi için gerekli altyapı kurulmalıdır.
- Belediyelerce yürütülen eğitim çalışmaları ve eğitim merkezlerindeki derslerin engelliler için kapsayıcı hale getirilmesi için gerekli müfredat güncellemeleri yapılmalıdır.
- Kapalı spor alanlarındaki spor aletleri, soyunma odaları ve dolapları, fiziksel erişim gibi alanlarda erişilebilirlik çalışmaları yapılmalıdır.
- Hiçbir engelli birey yalnızca belirli saatlerde spor alanlarından yararlanmaya zorlanamaz.
- Belediyelerce işletilen halk ekmek ve benzeri mekanlardaki tüm ürünlerin ambalajlarında QR kod ile ürünle ilgili tüm bilgilere erişim zorunlu hale gelmelidir.
- Yine belediyelerce işletilen restoran, kafe ve benzeri mekanların fiziksel ve dijital erişilebilirliği garanti altına alınmalıdır.
- Açık büfe hizmeti veren noktalarda dileyen engellilerin kişisel destek alabilmesi için mekanlar bilgilendirilmeli ve çözüm geliştirmeleri sağlanmalıdır.
- Belediyelerce gıda temin edilen tüm restoran, kafe, büfe market gibi noktalarda glutensiz, vegan ve vejetaryen ürün seçenekleri zorunlu olmalıdır.
Sosyal Belediyecilik
- Sosyal belediyecilikte engelliler için amaç bireysel maddi yardımlar değil, kamusal yaşama katılımı kolaylaştıran uygulama ve destekler sağlamak olmalıdır.
- Mahalle muhtarlıkları ve bakanlıklarla iş birliği yapılarak kentlerde yeti farkına sahip kişiler tespit edilmeli ve onlara yönelik bir ihtiyaç haritası çıkarılmalıdır.
- Engellilerin bağımsız yaşam için ihtiyaç duyabilecekleri tekerlekli sandalye, işitme cihazı, beyaz baston, bilgisayar, Braille ekran, yazılım gibi destekleyici teknoloji ve yardımcı araçların temininde bireylere destek sağlanmalıdır.
- Günlük yaşamını sürdürebilmek, kişisel bakım ve kamusal alanlara erişimde, ihtiyaç sahibi engelliler için Avrupa’da yaygın olan kişisel asistanlık hizmeti kentlerimizde de belediyeler aracılığıyla hayata geçirilmelidir. Geçici veya sürekli olabilecek bu asistanlık hizmetlerinde finansman belediyelerce sağlanmalı, kişiler kendi asistanlarını kendileri belirleyebilmelidir.
- Evde bakıma ihtiyaç duyacak bireyler için onları aileye bağımlılıktan kurtaracak her türlü hizmetin sağlanması için belediyeler aktif rol almalıdır.
- Belediyelerin engelli merkezlerinde kişilerin bağımsız yaşam becerileri, kişisel bakım, destekleyici teknoloji kullanımı gibi konularda bilgi ve deneyimlerini arttıracak düzenli eğitimler sağlanmalı ve eğitim müfredatları periyodik aralıklarla güncellenmelidir.
- Aynı şekilde engellilerin bağımsız yaşam ve oryantasyon becerilerini arttıracak bireysel eğitimler planlanmalıdır.
- Engellilerin eğitim yaşamlarında zaman zaman ihtiyaç duyacakları kişisel asistan, erişilebilir ders materyali, destekleyici teknoloji edinimi giderlerinin sağlanması noktasında eğitim kurumlarıyla iş birliği yapılmalıdır.
- Yine engellilerin istihdam edildikleri kurumlardaki çalışma verimliliklerini arttıracak eğitim ve materyallerin sağlanmasında belediyeler de rol üstlenmelidir.
Yararlanılan Kaynaklar
Access City Award
https://ec.europa.eu/social/main.jsp?catId=1141
Accessibility of public sector websites and mobile apps
https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/HTML/?uri=LEGISSUM%3A4314916
European accessibility act
https://ec.europa.eu/social/main.jsp?catId=1202&langId=en
Nario‐Redmond, M. R. (2010). Cultural stereotypes of disabled and non‐disabled men and women: Consensus for global category representations and diagnostic domains. British Journal of Social Psychology, 49, 471– 488.
Persons with disabilities
https://ec.europa.eu/social/main.jsp?catId=1137&langId=en
Sart, Hande; Barış, Sevde; Sarıışık, Yaprak; Düşkün, Yeliz (2016): Engeli olan çocukların Türkiye’de eğitime erişimi: Durum analizi ve öneriler. İstanbul: ERG, İmak ofset basım yayın.